28 Kasım 2015 Cumartesi

Engeller Arasında Spor Sevgisi ve Taraftarlık




Otuz yıldan fazla bir zamandır serebral palsili oğlumla, başta futbol olmak üzere, basketbol ve voleybol karşılaşmalarına gideriz. Oğlum Alper engelinden dolayı yürüyemediği için çoğu zaman ben refakatçi oldum.
Oğlum Alper, sıkı bir Galatasaray taraftarı olmakla birlikte sporun hemen hemen her dalına ilgi duyan bir yapıdadır. Onun bu ilgisi zamanla bana da sirayet etmiştir. Bursa’da milli maçlar dâhil her türlü spor karşılaşmalarına gitmişliğimiz vardır bugüne kadar... Bursaspor’un inter-toto’dan Şampiyonlar Ligine kadar neredeyse hiçbir Avrupa kupası maçını da kaçırmadık. Ankara, İzmir ve İstanbul’da da futbol maçlarına gittik. Maça gitmek için hiçbir fırsatı kaçırmadık. İzmir’e ziyaret için gittiğimizde Tanju Çolak’ın Galatasaray formasıyla Türkiye’de oynadığı ilk maç olan Karşıyaka maçında oradaydık.  Ankara’da tedavi için bulunduğumuz sırada o zaman süper ligde olan Ankaragücü ile Gençlerbirliği arasındaki maça giderek bir Ankara derbisi seyretmiştik.

4 Ekim 2015 Pazar

Okunmuş Yemeni



             Şükriye Hanım,Şark Sanayi fabrikasında çalışırken giydiği takunyalar yüzünden düşerek ayak bileğini kırar. Kırık bir türlü iyi olmaz ve kangren olan bacağı önce dizden sonra diz üstünden kesilir. Sıkıntılı ve zor günler yaşanır. Bu yüzden zaman zaman psikolojisi bozuluyor bunalıma giriyordu. Ancak, Bayraklı semtindeki bir hocanın okuyup üflediği yemenisini başına bağladığı zaman rahatlıyordu.

22 Eylül 2015 Salı

Kanatlar’da Aydın Bir Türk: Yusuf Ahmet


 
Kanatlar'da 2010
2010 yılının Temmuz ayında, 2004 yılından itibaren her yıl yaptığımız gibi eşim Rağbet Hanımla Makedonya’da dolaşıyoruz. Düğün var dediler. Çok şanslıydık, çünkü buralarda düğünler genellikle kış aylarında yapılıyor. Makedonya’da bir Türk düğünü göreceğimiz için sevindik. 
 Radoviş kasabasının Topolnisa köyünde, Hollanda’da çalışan buralı bir Türk, kızını evlendiriyordu. İş zamanı olmasına rağmen Türk köyleri adeta boşalmış, millet işi gücü bırakıp düğüne koşmuştu. Davetli davetsiz düğüne herkes geliyor. Düğünler buraların en önemli sosyal etkinliğidir. Değişik köylerde yaşayan Türkler düğünlerde buluşma imkânı buluyorlar. Gençler buralarda görüşüp tanışıyor ve köyler arasında evlilikler oluyor.  

19 Mayıs 2015 Salı

ÜSKÜPLÜ HAYDAR BABA (HAYDAR MURTEZA)

Burmalı Cami ve karşısında Tarihi Halveti Tekkesi. Balkan savaşı öncesi.
Taşköprü meydanında bulunan ve Komünist yönetim tarafından yıktırılan, Üsküp Halveti tekkesinin son şeyhi Haydar Baba’dır.
Haydar Baba, Üsküp’te işi olan Türklere her konuda yardım eden, yol gösteren gerçek bir mürşittir. Şeyh Haydar, hem Halveti hem de Rufai şeyhliği için icazeti olan bir kişiydi.
1957 yılına kadar Üsküp Halveti dergâhında, 1957’den öldüğü 1987 yılına kadar da Üsküp Rufai dergâhında şeyhlik yapmıştır. Aydın, bilgili çevresine her konuda yardımcı olan yol gösteren tam bir öğretmendi. Mürşit, aydınlatan yol gösteren, öğreten bir öğretmedir zaten.  Bu anlamda Haydar Baba tam bir mürşitti. Ayrıca, devlet dairelerinde, hastanelerde işleri olan, buralara gitmekte zorlanan Türklere yol gösteren, bazen de bizzat işlerini takip eden bir rehberdi.

            Haydar Baba aynı zamanda resmi olarak bir öğretmendi. Günümüzde de Üsküp'te Türk çocuklarının eğitim gördüğü Tefeyyüz Okulunun ilk öğretmenlerinden biriydi. 

Vefatından bir gün sonra, o zaman Türklerin Makedonya'daki sesi olan ve Üsküp'te yayınlanan Birlik Gazetesi'nde hakkında çıkan yazı:

16 Mayıs 2015 Cumartesi

ÜSKÜP BURMALI CAMİ



   
Üsküp Burmalı Cami ve Taşköprü (1925 Öncesi)
Balkan savaşından sonra, Balkanlarda ortaya çıkan devletler, daima kendi ülkelerindeki Türk eserlerini ve izlerini ortadan kaldırma niyeti ve gayreti içinde oldular. Makedonya’da da böyle olmuştur.  Osmanlıdan sonra Makedonya’da Sırp, Bulgar ve Makedon yönetimleri değişik zamanlarda egemen olmuşlardır. Bu milletler birbirlerine düşman olmalarına rağmen bu konuda hep birleştiler. Hepsi de Türk izlerini silmek için ellerinden gelen gayreti gösterdiler.

7 Mayıs 2015 Perşembe

ÇELTİKÇİ KÖYÜNDE BİR TÜTÜN HİKÂYESİ MAKEDONYA-KÖPRÜLÜ

Bulgaristan üzerinden gelip “Devebayır” sınır kapısından Makedonya’ya girince otobüsün, yolcu indirdiği ilk yerleşim yeri Kumanova’dır. Aslında Kumanova’dan önce Kriva Palanka kasabası var ama Müslüman nüfus olmadığı için otobüsler buraya girmiyor.

6 Mayıs 2015 Çarşamba

MAKEDONYA TÜRKLERİNDE HIDRELLEZ (IDIRLEZ)



Makedonya'da Hıdrellez eğlenceleri.

Hıdrellez, eskiden olduğu gibi bugün de Balkanların her tarafında ve tabi ki Makedonya’da da önemli bir gündür. Çok özel törenlerle kutlanır.
Eskiden her köyde hıdrellezde hayvanları salmak üzere meraların bazı bölümleri çitle çevrilirdi. Bu yerler hıdrellezden bir ay önce kapatılır, Hırelleze kadar hiçbir hayvan sokulmazdı.  Hıdrellez sabahı çitler kaldırılarak köyün hayvanlarının el değmemiş taze ot yemeleri sağlanırdı. Çünkü Hıdrellez aynı zamanda hayvanların bayramıydı.
Ayrıca hayvanlara özellikle tuz yalatılırdı. Yani, önce hayvanlar için güzel şeyler yapılır, onlara bayram yaptırılırdı.

29 Nisan 2015 Çarşamba

TÜRKÇÜLÜK GÜNÜ


3 MAYIS 1969
Ankara Türk Ocağı binası konferans salonu.
Tarihi salonu üniversiteli gençler hınca hınç doldurmuşlar.
Kırk altı yıl sonra bu etkinlikten aklımda net olarak kalan bir bölümü paylaşmak istedim.

Konuşmacılardan eğitimci yazar,kütüphaneci ve Milli Kütüphanenin kurucularından Adnan Ötüken, konuşmasını yaklaşık şöyle bitirdi;

28 Mart 2015 Cumartesi

BURSA ULUCAMİ MİNBERİ (İLİM YÜKLÜ)

        
Bursa Ulu Cami Minberi
Başlık olarak aldığım cümle bir kitap adıdır. Değerli öğretmen arkadaşım Feyzi Ülgü, uzun yıllar emek vererek yaptığı araştırmalar sonunda elde ettiği bilgileri bu kitapta bizlere sunuyor.
Ulucami 1399 yılında tamamlanmış, yirmi kubbeli bir ulu mabettir. İçinde bulunan değişik devirlere ait hat örnekleriyle adeta bir hat sanatı müzesidir. Camide bulunan önemli eserlerden biri de kündekâri tekniği ile yapılmış ahşap minberidir.
Kündekâri tekniği, oyulup şekillendirilmiş küçük ahşap parçaların, bir ahşap iskelet üzerinde tutkal ve çivi kullanmadan sadece geçmelerle birleştirilmesi sanatıdır. Böylece büyük ahşap eserlerin mevsim değişikliklerinden etkilenmesi önlenerek asırlarca dayanmaları sağlanmıştır. Anadolu’nun bir çok yerinde Selçuklu döneminden günümüze kadar gelmiş bu teknikle yapılmış minberler vardır. Minber dışında kapı ve daha başka eserde bu tekniğin kullanıldığı görülür.  

23 Mart 2015 Pazartesi

YANLIŞ HEYKEL-YANLIŞ MESAJ

       
   İktidar partisi Akpartinin televizyonlarda gösterilen reklam filminde Evlâd-ı Fatihan diyarı Üsküp şehrinin sembolü olarak Büyük İskender heykeli gösterilmektedir. Bu, büyük bir duyarsızlık ve gaflettir. Bir Üsküplü olarak bunu protesto ediyorum.

Zaten reklam filminin tamamına bakıldığında, her yönüyle çelişkili mesajlarla ve samimiyetsizliklerle dolu olduğu görülür. AKP savunmadığı hatta karşı olduğu birçok değeri oy uğruna vatandaşlarımızı kandırmak için bu filmde kullanmaktadır.        
                Bu heykelin bulunduğu yer, eskiden Üsküp’ün en önemli meydanı idi. Vardar nehrini bir taş gerdanlık gibi süsleyen, Taşköprü (Sultan Murat Köprüsü) bu meydana açılmaktadır. Sağ tarafta Üsküp’ün en büyük camisi olan Burmalı Cami, sol tarafta da tarihi Üsküp Halveti tekkesi vardı. Bu yapılar, heykelleri yapan zihniyet tarafından daha eski dönemde yıkılmışlardır. Heykeller ve etrafındaki binalar yapılmadan önce Taşköprü, Üsküp kalesi ve Davut Paşa Hamamı meydandan görülüyorlardı. Şimdi ise tamamen kapatılmış durumdadırlar.

17 Mart 2015 Salı

NÜRNBERG’TE GEZERKEN… (Ekim 2002)

            Sizlerle 2002’de gittiğimiz Nürnberg’le ilgili izlenimlerimi, yine o tarihlerde yazdığım yazıyla paylaşmak istiyorum.

12 Ekim 2002

24 Şubat 2015 Salı

MADDE VE MANEVİYAT



              
1980’li yıllarda bir kooperatife girmişler ev sahibi olmak için çırpınıyorlardı. Aile bütçesinin büyük bölümü kooperatif ödemelerine gidiyordu. Aidatları aksatmamak için ailece her türlü fedakârlığı yapıyorlardı. İnşaatın bitme noktasına gelmesiyle ödemeler iyice ağırlaştı. Ek iş olarak evde cilt işleri yapmaya başladı. Eşinin ve kendisinin maaşı tamamen kooperatif ödemelerine gittiği için ciltçilikten kazandığı para evin temel giderlerini karşılamak için tek kaynak oldu. Ciltçilikten, çok emek vererek kazandığı az para hayati önem kazanmıştı. Ama biliyorlardı ki bu günler geçici idi. Önemli olan inşaat bitinceye kadar ödemelerde bir aksama olmamasıydı.