4 Ekim 2015 Pazar

Okunmuş Yemeni



             Şükriye Hanım,Şark Sanayi fabrikasında çalışırken giydiği takunyalar yüzünden düşerek ayak bileğini kırar. Kırık bir türlü iyi olmaz ve kangren olan bacağı önce dizden sonra diz üstünden kesilir. Sıkıntılı ve zor günler yaşanır. Bu yüzden zaman zaman psikolojisi bozuluyor bunalıma giriyordu. Ancak, Bayraklı semtindeki bir hocanın okuyup üflediği yemenisini başına bağladığı zaman rahatlıyordu.

Kocası Hüseyin bu bunalımlar başladığında Bayraklı’nın yolunu tutuyordu. 1955 yılının ulaşım şartlarında İzmir’in Şehitler mahallesinden Bayraklı’ya gitmek oldukça zahmetliydi ve çok zaman alıyordu.  
            Yine böyle bir bunalım gününde yalnız başına Bayraklı’ya gitmek zor gelince, kendilerine yakın oturan hanımının yeğeni Abbas’tan kendisine eşlik etmesini rica etti. Abbas böyle şeylere hiç inanmazdı. Ama eniştesinin hatırı için, onu yalnız bırakmadı. Bayraklı’ya gidip gelmeleri nerdeyse bütün günlerini aldı. Ancak öğleden sonra döndüklerinde halasında gerçekten bir rahatlama olduğunu gördü. Eniştesi:
“-Bak gördün mü?” diyordu.
Bir müddet sonra Hüseyin eniştesi yine Bayraklı’ya gitmek üzere gelince, Abbas, onu içeriye alarak Bayraklı’ya gidip gelecek kadar vakit geçirdiler. Öğleden sonra hocaya okuttuklarını söyledikleri yemeniyi uzattığında, halası:
“-Oh mübareğin nefesi o kadar kuvvetli ki yemeniyi başıma bağlamadan rahatladım” deyince, Abbas, eniştesine:
“-Bak gördün mü?” der gibi baktı.
O günden sonra eniştesi bir daha Bayraklı’daki hocaya hiç  gitmedi. Ama hanımına sözde okunmuş yemeniler getirerek onun rahatlamasını sağladı.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder