8 Nisan 2020 Çarşamba

BALKANLARDA TÜRK OLMAK-1


        
ÜSKÜP TÜRK ÇARŞISI
2004 yılından itibaren Balkanlarda gezerek edindiğim izlenimlerden bazılarını sizlerle paylaşmak istiyorum.

7 Nisan 2020 Salı

ONLAR VE BİZ


Topkapı Sarayı
Avrupa ülkelerinin yöneticilerini basında, televizyonlarda ve sosyal medyada görüyoruz.
İsveç başbakanı bisikletle işe gidiyor.
Alman başbakanı Merkel markette sıra bekliyor, kendi alış verişin kendisi yapıyor. Mütevazı bir dairede oturuyor. Devlet işlerini sade bir ofiste sürdürüyor.

4 Nisan 2020 Cumartesi

AŞURE KAZANINDA KERAMET


Bir vakitler İzmir’in Altındağ semtinde bir şeyh yaşardı. Bu şeyh, kendine bağlı olanları “tekke” dedikleri evinde toplar, sohbetler ve zikirler yapardı. Muharrem ayı içinde aşure kaynatmak, özellikle Makedonya’dan gelen tarikatlar için çok önemli bir etkinliktir. Aşure, lanetli Yezit tarafından gerçekleştirilen Kerbela katliamının yıl dönümü olan Hicri 10 Muharrem günü kaynatılır. 10 Muharrem,  Kerbela şehitleri için tutulan matemden çıkış günüdür aynı zamanda. Aşure kazanı meydanda bir törenle ve dualarla hazırlanarak kaynatılırdı.

31 Mart 2020 Salı

DUA VE SABIR


Koru Baba Türbesi ve Sancı Değneği

2004 yılında memleketim Makedonya’daki köyüm Çeltikçi’ye ilk gittiğimde evimden önce mezarlığımızı ziyaret etmiştim. Özellikle, çatısından koca bir meşe ağacı çıkan ve çocuk hafızamdan hiç silinmeyen Koru Baba türbesini hemen görmek istiyordum. Göç sırasında köyümüzü terk ederken en son ziyaret etmiş olduğumuz bu yapıyı hiç unutmadım.

29 Mart 2020 Pazar

“HAYAT EVE SIĞAR”


Değerli meslektaşım ve dostum Murat Çetinkaya, geçen gün yaptığımız telefon görüşmesinde bir hatırasını nakletti. Bundan kırk küsur yıl önce göreve başladığı köyde, güngörmüş, hoşsohbet bir köylü vatandaşla arkadaş olmuş. O zaman, bizim şimdiki yaşımızda, yetmişli yaşlarda olan bu arkadaşla güzel sohbetler yaparmış. Hal hatır sorduğunda her defasında,
-Taşın altındaki kurbağa gibi yaşayıp gidiyorum. Dermiş.
-Taşın altından çıktığında, kurbağanın, ya leyleğe ya da bir yılana yem olma ihtimali vardır. Ben de işte öyleyim diye eklermiş.
Murat bey bu günlerimizi taşın altındaki kurbağaya benzetti.

ŞEYH ANANIN BALI


Ali Haydar, 1955 Yılında Yugoslavya’dan göç ederek Turgutlu’ya yerleşmiş, kendi gibi göç etmiş köylüleri ile yeni bir hayat kurma mücadelesi veriyordu.
Bağlı bulunduğu tarikatın şeyhi de kendisi gibi göç ederek İzmir’e yerleşmişti.  Aynı tarikata bağlı olan köylülerinden bazıları sık sık İzmir’e giderek “Baba Erenleri” ziyaret ediyordu. Giderken de çeşitli hediyeler götürüyorlardı.

27 Mart 2020 Cuma

AĞZI DUALI, ALLAH DOSTU

Kaplıkaya’dan Heykel yönüne giden belediye otobüsü Yeşil caddesine dönerken yanımda oturan orta yaşlı yol arkadaşım, sağda kalan Yeşil Camiyi göstererek;
-Yirmi yıldır Bursa’da yaşıyorum şu camiye hiç gitmedim.
-Neden, camiye hiç mi gitmiyorsun?
-Gitmez olur muyum, ama ben daha büyük olan Ulu Camiye gidiyorum. Bu cami çok küçük olduğu için cemaati de az. Ulu Camide her zaman büyük bir cemaat oluyor.
-Cemaatin az veya çok oluşu önemli mi?
-Önemli tabi, cemaat ne kadar kabalık olursa ağzı dualı bir Allah dostuna rastlama ihtimali o kadar çok olur.
-Sen Allah dostlarını tanıyor musun, nasıl ayırt ediyorsun Allah dostları olduklarını?
-Tanımamıza gerek yok ki, onların cemaat içinde olduklarını bilmek yeter.
-Onlarla aynı camide bulununca ne oluyor?