Topkapı Sarayı |
Avrupa ülkelerinin yöneticilerini
basında, televizyonlarda ve sosyal medyada görüyoruz.
İsveç başbakanı bisikletle işe
gidiyor.
Alman başbakanı Merkel markette sıra
bekliyor, kendi alış verişin kendisi yapıyor. Mütevazı bir dairede oturuyor.
Devlet işlerini sade bir ofiste sürdürüyor.
İngiltere başbakanının bir videosu
dolaşıyor internette. Markette sıradan bir vatandaş kıyafetinde, sıradan bir
vatandaş gibi alış veriş yapıyor. Bisikletini kilitlediği direkten alıyor ve vatandaşlarla
fotoğraf çektirdikten sonra binip gidiyor. İngiltere başbakanlarının oturduğu
10 numaralı daireyi televizyonlarda görüyoruz. Başbakanlar değişiyor bu daire
değişmiyor.
Bu listeyi uzatmak mümkündür. Dünyada
halkın içinde halk gibi yaşayan daha birçok ülke yöneticisi var.
İşin diğer yönü bu yöneticilerin,
yasalar karşısında vatandaşlarla gerçekten eşit olmalarıdır. Yanlış yapan kim
olursa olsun, savcıların ayırım yapmadan dava açmalarıdır. Bir sistem var ve bunu
kim bozarsa yasalara hesap vermesidir. Herkese karşı eşit adalet!
Nerede kaldı Avrupa’nın hendeklerle
çevrili yüksek duvarlı şatolarında halktan kopuk yaşayan ve halkını ezen
derebeyleri? Nerede şimdiki yöneticiler? Adamlar çok yol almışlar.
Avrupa’da şatolar ve gösterişli
saraylar döneminde bizim tarihimize bakacak olursak tam tersini görürüz. Yöneticiler
büyük saraylarda değil, halkın evlerinden büyükçe köşklerde otururlardı.
Halktan kopuk değil halk içinde, halkla beraber yaşarlardı. Kendilerini halkın
üstünde değil, onların hizmetine memur edilmiş insanlar olarak görürlerdi.
Fatih döneminden itibaren inşa
edilmeye başlanan Topkapı Sarayında, Avrupa saraylarında olduğu gibi devasa ve
gösterişli binalar yoktur. Topkapı sarayı değişik zamanlarda yapılmış
köşklerden oluşan bir mahalle gibidir. Başta Dolmabahçe sarayı olmak üzere
bizdeki Avrupa tarzı, büyük saraylar, devletin her bakımdan zayıfladığı dönemde
halka rağmen ve dışarıdan borç alınarak yapılmıştır.
Tarihimiz, bir hükümdarla bir
vatandaşa mahkemelerde nasıl eşit davranıldığını anlatan olaylarla doludur.
Hatta hükümdar karşısında bile vatandaşın hakkının verildiği önemle belirtilir.
Ne oldu da işler tersine döndü? Bugün
biz, neden her alanda Avrupa’nın ortaçağ düzenini yaşıyoruz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder