4 Ağustos 2010 Çarşamba

Elli Beş Yıl Sonra Kanatlar'da

     Elli beş yıl önce 1955’in Eylül ayında o zamanki Yugoslavya’dan Türkiye’ye ailece göç ettik. Ailece değil milletçe göç ettik desek daha doğru olur. Bu göçe, Yugoslavya’nın birçok bölgesinden Türk Milletinin adeta sürülüşüdür diyebiliriz. Hem de çok hesapsız, kitapsız bir şekilde…

1 Mayıs 2010 Cumartesi

Ohri'deki Kilisenin Düşündürdükleri

     Birçok kere gittiğim Ohri’ye son olarak 2009 Temmuzunda gittim. Ohri her zaman olduğu gibi gene beni etkiledi. Ohri gölü, nehirlerle beslenerek oluşan göllerin aksine, nehirleri besleyen, kendisinden nehirler çıkan dünyadaki nadir göllerden biridir. Bu gölün kenarında yükselen Ohri şehri, tabii güzellikleri yanında tarihi zenginlikleri ile de Makedonya’nın incisidir diyebilirim. Eski Türk evlerinin yoğun olarak günümüze ulaştırıldığı “Makedonya’nın Safranbolu’su” adeta… 

26 Nisan 2010 Pazartesi

Karaslarli Gorgi Aga

Görgi Aga ile
     Karaslar köyüne 2004 yılından itibaren altı defa gittim. Burası Köprülü (Velez) kasabasına bağlı, eşim Rağbet Hanımın doğduğu köy. 1953 göçüne kadar nüfusunun tamamına yakını Türklerden oluşuyordu. O zamanlar bu köyde sadece birkaç hane Hıristiyan yaşarken, şimdi hiç Türk bulunmamaktadır. Şimdi tamamen bir Hıristiyan köyü olmuş. Türkler zamanında burada yaşayan eski Hıristiyanlar da iyice azalmış. Türklerin evlerini ve arazilerini alıp buraya yerleşen Şop’lar şimdi çoğunlukta. Zaten az olan eski Hıristiyanların bazıları Şop’larla anlaşamadıkları için köyü terk etmişler.

10 Şubat 2010 Çarşamba

“Fikri Hür, Vicdanı Hür, İrfanı Hür” Nesiller Yetiştirmek

     Öğretmenlerle ilgili toplantılarda, öğretmenler günü törenlerinde sıkça dile getirilen ve Atatürk tarafından söylenen bir söz var: “Öğretmenler! cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister.” Bir öğretmen olarak bu sözün günümüz ortamında çok daha büyük bir önem kazandığını görüyorum.
     Hür düşünceye sahip, bağımsız düşünebilen fertlere bu gün her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.
       Biz öğretmenler Atatürk’ün bu isteğini ne kadar yerine getirebildik?