Birçok
kooperatif üyesi dairelerine, kalebodur, parke, mutfak dolabı vb. ilâveler
yaptırırken onlar hiçbir ilâve yaptıramadılar. Ama kooperatife hiç borçlu
olmadılar. İnşaat bitinceye kadar ödemelerini hiç aksatmadılar.
Nihayet
1987 yılında uğruna büyük sıkıntılar çektikleri dairelerine taşındılar. Kooperatif
üyeleri çoğunlukla yıllardır tanıdıkları insanlardı. Yalnız sonradan üye
artışına giden yönetim tarafından üye yapılan küçük bir grubu tanımıyorlardı. Bunların
bazı dinî cemaatlere mensup olduklarını ancak taşındıktan sonra öğrendiler. Yönetici
arkadaşlar;
-Bu
yeni üyelerimizi tanımıyorsunuz ama namazında niyazında insanlar. Alnı secdeye
değen insandan zarar gelmez. Diyorlardı. Doğrusu o güne kadar kendisi de böyle
düşünüyordu. Ta kooperatifin hesap görülüp kapanma toplantısına kadar.
Bu
son toplantıda yönetim hesaplar ve ödemeler konusunda kesin rakamları ortaya
dökünce çok şaşırdı. Kendisi yıllarca kooperatife borç takmamak için çırpınıp
dururken birçok üyenin halâ borçlu olduğunu gördü. Üstelik en çok borcu
olanlar, evlerine şömine, kartonpiyer, parke ve kalebodur gibi lüks ilâveler
yaptıran bu “alnı secdeye değen” cemaat üyeleri idi. Daire maliyetinin dörtte
biri kadar çok borcu olanlar bunlardı.
Birden adeta gözünden
bir perde kalktı “alnı secdeye değen” insanlardan zarar görmek gözünü açmıştı. Sanki
cemaat dışındakilerin alnı secdeye değmiyordu. Aslında kimin alnı secdeye
değiyor kimin değmiyor konusu kişilerin sadece kendilerini ilgilendirir. Allah’la
kişi arasında olan bir şeydir. Kooperatif ortaklarının hakkını gasp eden, kul
hakkı gözetmeyen bir insanın alnının secdeye değmesi kimi ilgilendirir.
Toplantı sonunda
kooperatif başkanı, ortakların birbirleri ile helâlleşmelerini istediği zaman söz
aldı;
-Biz aile
olarak inşaat süresince kooperatife hiç borçlu olmadık. Ben aidat ödemelerini
aksatmamak için ek iş yaptım, yüzümü kızartıp eşimden dostumdan borç aldım,
ailece birçok sıkıntıya katlandık. Dairemize
hiçbir ilâve yaptırmadık. Benim gibi ödemelerini düzenli yapan ya da zorunlu
olarak ufak borçları olan arkadaşlarla elbette helâlleşirim. Ama maalesef
görüyorum ki özellikle dairelerine her türlü lüks ilâve yaptıranlar kooperatife
büyük borçlar takmışlar. Yani paraları olmadığı için değil, lüks ilaveler
yaptırdıkları için ödemelerini aksatmışlar. Benim gibi düzenli ödeme yapanların
hakkını gasp eden bu insanlarla ben nasıl helâlleşeyim? Kimse kusura bakmasın
ben bu arkadaşlara hakkımı helâl etmiyorum.
O günden sonra
dinî ifadeleri dillerinden düşürmeyenlere ve dinî kisveye bürünerek ibadetlerini
göstere göstere yapanlara hep kuşku ile baktı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder