|
Üsküp Burmalı Cami ve Taşköprü (1925 Öncesi) |
Balkan
savaşından sonra, Balkanlarda ortaya çıkan devletler, daima kendi ülkelerindeki
Türk eserlerini ve izlerini ortadan kaldırma niyeti ve gayreti içinde oldular.
Makedonya’da da böyle olmuştur.
Osmanlıdan
sonra Makedonya’da Sırp, Bulgar ve Makedon yönetimleri değişik zamanlarda
egemen olmuşlardır. Bu milletler birbirlerine düşman olmalarına rağmen bu
konuda hep birleştiler. Hepsi de Türk izlerini silmek için ellerinden gelen
gayreti gösterdiler.
Üsküp’te, Vardar’ın
sağ tarafı Hıristiyanların yaşadığı taraftır. Burası geniş caddeleri,
meydanları, parkları, büyük binaları ve diğer modern donanımları ile tam bir
Avrupa şehridir. Türklerin ve diğer Müslüman milletlerin yaşadığı karşı taraf
ise şehrin, geri bırakılmış, hizmet görmemiş, üvey evlât muamelesi görmüş
kısmıdır. Bu görüntü, bütün halklara özgürlük ve eşitlik iddiası ile iktidara
gelen komünist rejimin, uygulamada bunu sağlayamadığını göstermektedir. Yani,
“halklara özgürlük ve eşitlik” sözde kalmıştır.
|
Meydanın bugünkü halini karükatirize eden güzel bir çalışma. |
Vardar’ın bu tarafında Taşköprü’ü çıkışında
büyük bir meydan vardır. Şimdilerde bu meydan, başta abartılı İskender heykeli
olmak üzere, zamanında köyleri basarak masum Türkleri katleden komitacı heykelleri
ile doludur. Tarihlerini Bizans’a dayandırmak istedikleri için, Bizans hükümdar
heykelleri ve özenti zafer takları da bu meydanın diğer yeni elemanlarıdır.
Ayrıca Taşköprü’nün karşı kıyıları antik Yunan ve Roma taklidi büyük binalarla
dolduruldu.
Bu meydan,
Türkler zamanında şehrin merkeziydi. Köprüyü geçince sağ tarafta Burmalı Cami,
sol tarafta da Halveti tekkesi vardı. Burmalı Cami Üsküp’ün en büyük camii idi.
Karlızade Mehmet Bey tarafından 1494 yılında yaptırılmıştır. Kıble duvarına dik
üç tonoz örtüsü ve son cemaat yerinin de beş kubbesi vardı. Adını minaresindeki, burma
şeklindeki yivlerden almıştır.
|
1925 Öncesi Burmalı Cami ve Meydan (Sağ üstte bugünkü çalışmalar) |
Burmalı cami, 1925
yılında Sırp yönetimi tarafından yıktırılarak yerine orduevi binası
yaptırılmıştır. Bugün, Makedonya Türkleri Burmalı Caminin aslına uygun olarak
yeniden inşa edilmesini istemektedirler.
Yine daha önce bu meydanda bulunan Üsküp
Halveti tekkesinin tarihi binası da 1963 depreminde hasar gördüğü gerekçesi ile
komünist yönetim tarafından yıktırılarak yerine betonarme binalar yaptırılmıştır.
|
Taşköprü'den Meydanın eski hali. 2005 |
|
Taşköprü'den Meydanın şimdiki hali. 2011 |
Günümüzde ise
Türk eserlerini bertaraf etmek için yöntemin değiştiğini görüyoruz. Artık yıkımdan
kurtulup günümüze ulaşan Türk eserlerinin yanına, önüne ve çevresine büyük
binalar ve heykeller dikerek kapatma yoluna gitmektedirler. Bunun en güzel
örneği bu meydandır. Köprünün Hıristiyan tarafına doldurdukları zevksiz, hiçbir
sanat değeri olmayan kaba saba, orantısız heykeller yetmedi, karşı tarafı da
heykellerle doldurdular. Yapılan devasa binalar, antik kopyası çirkinlik
abideleridir. Bu kişiliksiz yapılarla Üsküp’ün Türk kimliği silinmek
istenmektedir.
|
Taşköprü'den Davut Paşa Hamamı. 2011 |
|
Taşköprü'den Davut Paşa Hamamı. 2014 |
Aynı
çalışmalar Manastır (Bitola) şehrinde de görülüyor. İshak Bey Camii, Yeni Cami,
Saat Kulesi ve havuzun bulunduğu tarihi meydanın bir bölümüne İskender anıtları
dikildi. Adeta meydana ortak olup, bizim de bir kültürümüz var mesajı verilmek
isteniyor. İnsanlarında bir tarih şuuru yaratmak, kendi damgalarını vurmak
istiyorlar. Bunu yaparken Türk eserlerini gölgelemeye çalışıyorlar. Manastır
Yeni Camiin tabanını kazdıklarını gördüm. Güya caminin altında eski bir kilise
kalıntısını arıyorlarmış.
|
Manastır'ın terihi meydanına konulan İskender anıtı. 2010 |
Bu çalışmalara
Türkiye Cumhuriyeti yetkililerinin tepki göstermesi gerekmez mi? Türkiye,
Makedonya’yı ilk tanıyan hem de “Makedonya” adıyla tanıyan ülke değil mi? Her
türlü ekonomik ve siyasi desteği vermemizin karşılığı bu mu olmalıdır. Kültürel faaliyetlerini yaparken Türk
eserlerine zarar vermemeleri ve burada yaşayan soydaşlarımızı incitecek
konulardan kaçınmaları gerekmez mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder