1908 yılında Kavadar’ın Begnişte köyünden bir Türk beyi, Dabnişte köyüne geldi. Kendisi hakkında yakalama kararı çıkarılan bir adamı da yanında getiriyordu. Çok güvendiği ve iyi tanıdığı Atanas Ajovski'nin evine gitti ve ona şunları söyledi:
“Bu adamı yanında saklayacaksın. Başına ne gelirse gelsin ne pahasına
olursa olsun, kimin getirdiğini, nereden geldiğini, ne zaman geldiğini, hiçbir
şey söylemeyeceksin.”
Atanas’ın evinde saklanan adam Mustafa Kemal’di.
Bazı Türkler, Atanas’ın evinde bir şeyler olduğunu duymuşlar. Atanas’a sorular sormaya başladılar. Cevap alamayınca onu Garnikovo köyüne kaçırarak sorgulamaya başladılar. Atanas onlara bir şey söylemedi. Bilgi vermediği için onu dövdüler. O kadar kötü dövdüler ki öldüğünü sanıp çukura attılar.
Ertesi sabah Kavadar'a giden
Garnikovolu esnaflar, bir adamın yerde yattığını ve hareket ettiğini gördüler.
Çukura indiklerinde kanlar içinde bir adam gördüler. Onu alıp birkaç gün
alıkoydular ve Garnikovo'da tedavi ettiler, sonra adamın Dabnişteli olduğunu
anladılar.
Mustafa Kemal Atatürk, modern
Türkiye'nin Atası ve ilk cumhurbaşkanı olduğunda, 1924 yılında Makedonya’da
yayınlanan "Politika" gazetesinde şu yazı yayınlandı:
Atanas Ajovski'nin Atatürk'ü sakladığı evi.
"Atanas Ajovski yaşıyorsa arasın, onu görmek
istiyorum."
Atanas bunu gördü ve yazıyı uzun süre
kuşağında sakladı. Ama o çok yaşlanmıştı ve yola çıkamıyordu.
Bunu üzerine Atatürk ona zengin bir
hediye paketi, helva ve lokumlar ile bir Winchester tüfeği gönderdi. Tüfeğin
kundağı dövülmüş gümüşle kaplanmıştı. Tüfek şu anda Kavadar müzesinde sergileniyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder