1 Haziran 2025 Pazar

ÇELTİKÇİ’DE BİR GAGAVUZ.

Tarihi Paşa Köprüsünün ayağı.

Çeltikçi köyünün alt tarafından geçen demiryolu Köprülü’yü (Veles) Manastır (Bitola) şehrine bağlamaktadır. Demiryolu üzerinde ardı sıra iki ufak tünelin bulunduğu Paşa Köprüsü mevkii vardır. Burada Topolka deresi üstünde bulunan ve şimdi sadece ayakları kalmış olan tarihi Paşa Köprüsü bulunmaktadır. Burası önemli bir geçittir. Babam, askerlerin bu köprüde zaman zaman nöbet beklediğini anlatırdı. Bu askerlerden biri, bir gün derenin yukarı tarafında Kara Musli dediğimiz yerdeki değirmenimize gelir ve babama Türkçe selam vererek;

 “Türk müsün diye sorar.” Babam Türk olduğunu söyleyince;

“Ben de Türküm” dedikten sonra bir kâğıda Türkçe bir şeyler yazarak bunu okuması için babama uzatır. Kâğıtta ‘ali piç öz’ yazmaktadır. Babam okur ama bir anlam veremez.

“Madem Türk’sün bu ne demektir onu söyle.” Babam bir türlü yazının ne anlama geldiğini çözemez. Asker gülerek;

“Anlaşılmayacak ne var, al ipi çöz yazıyor, heceleri karıştırdım” der. Babam askere adını sorar,

“Stefan” cevabını alınca şaşırır. Çünkü Stefan bir Hıristiyan adıdır.

“Adın Hıristiyan adı sen nasıl Türk’sün?” Deyince

“Evet, ben Hıristiyan’ım ama Türküm. Ben Gagavuz Türküyüm. Biz Hıristiyan Türkleriz” der. “Bizim ana dilimiz Türkçe.”

Topolka deresi kenarındaki değirmenimiz.

Babam Müslüman olmayıp, başka dinlere mensup Türkler de olduğunu o gün öğrenmiş olur.

Gagavuzlar, günümüzde Moldovya Cumhuriyetine bağlı, Gagavuzya Özerk bölgesinde yaşamaktadırlar. Başkentleri Komrat’tır. Halis bir Rumeli Türkçesi ile konuşurlar. Gagavuz kelimesinin Gökoğuz’dan geldiğini söyleyenler olduğu gibi 2. İzzettin Keykâvus’tan geldiğini öne sürenler de vardır. Anası bir Bizans papazının kızı olan Keykavus, 13. Yüz yılda Moğollardan kaçarak Bizans’a sığınan bir Selçuklu sultanıdır. Bizans tarafından taraftarları ile birlikte Balkanlara yerleştirilmişlerdir. Bir görüşe göre Keykavus ve ona bağlı olanlar zamanla Hıristiyan olmuşlardır. Bu görüşe göre Gagavuzlar onların torunlarıdır. Yaygın görüş ise, Gagavuzların Oğuz Türkü kökenli olduğudur. Gagavuz kelimesinin Gök-oğuzdan türediği düşünülmektedir.

Gagavuzlar, Hıristiyan olmalarına rağmen diğer Hıristiyanlarda olmayan bazı adetlere sahiptirler. Hıristiyanlarda olmayan kanlı kurban, yani kurban kesme geleneği çok yaygındır. Kestikleri kurbanın bir kısmını ihtiyaç sahiplerine dağıtırlar ve buna “Allalık” yani Allahlık derler. Biz de de birçok yerde Allah için dağıtılan şeylere Allahlık denir. Makedonya göçmenleri arife günlerinde nohutlu ekmek (kirde) ve helva yaparak dağıtırlar, buna da “Allalık” derler.

Gagavuz aydınları milli kimliklerinin korunması için birçok çalışma yapmışlar ve yapmaktadırlar. Gagavuz yazarlara ait birçok yayın vardır.

En önemli Gagavuz aydını Mihail Çakır’dır. 1861-1938 yılları arasında yaşamıştır. 34 kitabın ve “Gagavuzların Tarihi ve Etnografik Özellikleri” adlı kitabın yazarıdır. Gagavuzların Türkçeyi kaybetme tehlikesine karşı, köy köy gezerek çocuklara Türkçe öğretti. 1931 yılında Bükreş Büyükelçimiz Hamdullah Suphi Tanrıöver’den yardım istedi.

Atatürk, bölgeye Türkçe eğitimi için 30 öğretmen gönderdi. 300 Gökoğuz genci üniversite öğrenimi için Türkiye’ye getirildi. Mihail Çakır’a “Türklüğe Üstün Hizmet” nişanı gönderildi.

Son olarak, “Gagauzlar halis Türk’tür, dilleri de halis Türk dilidir” diyen Süleyman Demirel Gagavuzlara kültürel destek sağladı. Bu yüzden Gagavuzlar, “o yalnız sizin babanız değildir, bizim de babamızdır diyorlar.

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder