4 Ağustos 2023 Cuma

SARUHANLI LİSESİ VE ÖĞRENCİM KAZIM KAHRAMAN


Saruhanlı Lisesi, benim 1972 yılından 1976 yılına kadar çalıştığım ikinci görev yerimdir. İlk görev yerim olan Ergani Lisesinde olduğu gibi bu okulun da ilk resim öğretmeniyim.

Kurban Bayramı için gittiğimiz Turgutlu’da 1976’dan beri görüşmediğimiz, Saruhanlı Lisesinden öğrencim ve meslektaşım Kazım Kahraman’la buluştuk.

Emekli matematik öğretmeni olan Kazım’la daha önce internet üzerinden yazıştık. Kendisini çok iyi hatırlıyorum. Sakin, uyumlu ve çalışkan bir öğrenci idi. Hatırlamamın diğer nedenleri de Turgutlu’nun Musulcalı köyünden oluşu ve yatılı olmasıydı. O yıllarda ulaşım imkanları çok kısıtlıydı. Köyden her gün Turgutlu’ya ya da Saruhanlı’ya gidip gelmek çok zordu. Saruhanlı Lisesi bahçesinin bir köşesinde ilkel de olsa bir yurt binası vardı. Köylerinden okula günü birlik gidemeyenler bu yurtta kalıyordu. Kazım da bu öğrencilerden biriydi.

Kazım, hakkımda güzel ifadeler kullanarak, Turgutlu’da yaşadığını ve görüşmek istediğini yazdı. Kısmet bu günmüş. 47 yıl sonra sevgi ve saygıyla kucaklaşmak çok güzel. Kazım gene o sakin ağırbaşlı haliyle karşımdaydı. Ne kadar pek değişmediğimiz söylense de yıllar ikimizden de çok şeyler almış.

Başarılı bir öğretmen ve iyi bir aile babası olan Kazım iki de başarılı evlat yetiştirmiş. Doğal olarak konu hep Saruhanlı Lisesi oldu. Daha çok Kazım konuşarak unutmaya başladığım birçok şeyi hatırlattı. Bazı kişileri ve olayları andık. Seksen öncesinin, toplumun her kesiminin politize olduğu ortamında insani değerlerimizi korumanın önemini vurguladık.

Kazımın bana hatırlattığı şeylerden birisi yurt binası ile ilgili. Okul bahçesinin köşesinde içinde ranzalar bulunan ve bir tek odadan ibaret olan mekân ben göreve başladığım yıl terk edildi. Çünkü okulun hemen yanında modern bir yurt binası yapılmıştı.

Okul müdürümüz Şemsettin Beyle her konuda anlaştığımız söylenemezdi. Ama çalışan öğretmeni sevmese de desteklerdi.

“Akıllı müdür üç branş öğretmeni ile iyi geçinir, Resim, Müzik ve Beden Eğitimi… Bu öğretmeninin başarısı hemen görülür. Bu üç branşın yaptığı etkinlikler okulun yüzünü ağartır.  Diğer branş öğretmenlerinin başarısı ise yıllar sonra görülür.” derdi.  

Yurt olarak kullanılan mekân boşalınca buraya talip oldum. Okul müdürü hiç ikiletmedi. Hurdaya atılan ranzaların bazılarını ters çevirip ayak kaynattık. Üzerlerine mozaik beton döktük. Harika iş masalarımız oldu. Turgutlu’dan bir kamyon kil getirttim. Bu masalarda seramik ve heykel çalışmaları yaptık. Hatta bahçede toprağı kazıp hızar talaşı ile bazı seramiklerimizi pişirdik. Kazım, unuttuğum bu çalışmaları heyecanla hatırlattı.

Bu atölyede her türlü çalışma gerçekleştirdik. Cilt çalışmalarında okulun birçok kitabını ciltledik. Malzeme alamayan öğrenciler, okul idaresinin aldığı malzemelerle cilt çalışması yapmış oldular. Hem de okulun kitapları ciltlenmiş oldu.

Yetenekli öğrencilere modelden desen çalışmaları ve yağlı boya röprodüksiyon çalışmaları yaptırdım. Bu öğrencilerden bazıları daha sonra resim bölümlerinden mezun oldular. Bunlardan Semra Hasgüleç İstanbul Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesini bitirerek uluslararası bir sanatçı oldu. Hayatını sanatı ile kazandı. Semra ile ilişkimiz hiç kesilmedi. En son İstanbul’da açtığı bir sergisine gittiğimde lise ikinci sınıfta yaptığı ufak bir yağlı boya çalışmasını götürerek sürpriz yaptım.

1973’te Cumhuriyetimizin ellinci yılı kutlamaları için çok yoğun çalışmalar yaptık. Türkiye Cumhuriyeti ve Atatürk ilkeleri ile ilgili, bez ve başka malzeme kullanarak çok sayıda yazı yazdık, afişler ve resimler yaptık. Bu çalışmalara bütün öğrencilerin katılmasına özen gösterdik.

Ayrıca fotoğrafçılık kolu kurarak, bu alanda da çalışmalar yaptık. Okul müdürümüzün hakkını teslim etmem gerekir. Ne istersem vermek için elinden geleni yaptı. O zaman fotoğraflar siyah beyazdı. Film banyosu ve tabetmek için karanlık oda gerekiyordu. Atölyenin bir kenarını bölerek karanlık oda yaptık. Agrandisör, fotoğraf makinesi, flaş, banyolar ve tab için gerekli her şey okul idaresi tarafından temin edildi. Öğrencilerimiz film banyosu, belirtme ve tespit banyolarını kendileri yaparak burada fotoğraf tabettiler. Öğrencilere fotoğrafla ilgili her türlü teknik ve estetik bilgi verildi.  

Manisa Mesir Şenliklerinde ilçeler arası stant düzenleme yarışması yapılırdı. Bu yarışmada hazırladığım stantlarla üç yıl üst üste birinci olduk. Halk Eğitim müdürü Erol Bey ile köyleri dolaşıp malzeme toplardık. Ahşap iskeletler üzerine kâğıt hamuru ile maketler yapardım. Ana, baba, kız ve erkek çocuktan oluşan aileyi, bir köy evinin musandıralı odasında, sofra başına gösteren çalışmam özellikle çok beğenilmişti.

Sanki dünmüş gibi geliyor. Ama Kazım bazı şeyleri hatırlatmasa bütün bunları unutup gidecektim. Çok teşekkür ederim Kazım Kahraman, bütün bunları hatırlamama vesile olduğun ve gösterdiğin vefa için…

İyi ki benim öğrencim olmuşsun sevgili Kazım. Sana ve senin gibi ülkeye hizmet ederek emeklerimizin karşılığını fazlasıyla veren tüm öğrencilerime selam olsun.

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder