15 Aralık 2021 Çarşamba

NİŞASTA – NİŞESTE - НИШЕСТЕ

     

Nedime Teyzenin Boncuk Helvası

Radoviş kasabasının Ali Koç köyünden Bülent Züberov Üniversiteyi Bursa’da okudu. Arada o ve diğer bazı Makedonyalı Türk çocuklarını evimizde misafir ederdik.

Yine bir Makedonya gezimizde ALİ Koç köyünde misafirken Bülent, Rağbet teyzesine evimizde yediği sütlü pirinçli bir tatlının adını unuttuğunu ama tadını unutamadığını, burada da yapar mısın diye sordu. Sütlaç olduğunu hemen anladık. Rağbet Hanım, sütlaç için gerekli malzemeleri bulup hemen yapalım dedi. Nişasta dışında her şey vardı. Bir tek nişasta yoktu.

Radoviş’e inince nişasta da alalım dedik. Küçük bir marketin önünde ben bir tanıdıkla konuşurken Rağbet Hanım markete girdi. Nerede olduğunu unutup kasada oturan genç kadına Türkçe, “nişasta var mı kız” diye sorar. Kadın da “ne znam Turski” yani Türkçe bilmiyorum der. Rağbet Hanım da sen Türkçe bilmiyorsan ben de “ne znam Makedonski” deyip çıkışa yönelir. Makedon kadın onu durdurur ve “dali sakaş nişeste?” nişeste mi istiyorsun? diyerek nişasta paketini gösterir. Paketin üzerinde kiril alfabesi ile  (нишеste) nişeste yazısını görünce önce şaşırdık. Ama Makedoncaya girmiş binlerce Türkçe kelime olduğunu düşününce normal karşıladık.

Benim annem, Rağbet’in annesi bütün büyüklerimiz ölünceye kadar memlekette kullandığımız gibi nişastaya nişeste dediler. Makedonya’da yaşayan Türkler elan nişeste demeye devam ediyorlar. Tabi Makedonlar da.

Rağbet Hanım, Dorfullu köyünde yaşayan Nedime teyzeye “annemler memlekette nişastadan boncuk helvası diye bir helva yapıyorlarmış, sen biliyor musun” diye sorunca, Nedime teyze “kendi yaptıımız nişeste var emen boncuk alvası yapalım istersen” diye karşılık veriyor. Ev yapımı iri nişastadan yapılan boncuk helvasının tadına doyamadık. 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder