14 Mart 2022 Pazartesi

ÇELTİKÇİ KÖYÜNDE EĞİTİM VE GÖREV YAPAN ÖĞRETMENLER

 Çeltikçi (Orizari) köyü Makedonya’nın Köprülü (Veles) kasabasına bağlı bir Türk köyüdür. Tarih boyunca nüfusunun tamamı hep Türk olmuştur. Ancak 1920'li yılların sonlarında Türkiye'ye göç eden ailelerin mallarını satın alan 8-10 hane Hristiyan köyümüze yerleşmiştir. 

Çeltikçi İlkokulu. 2008

1912-1913 Balkan savaşlarından sonra Makedonya  Sırp hakimiyetine girmiştir. Sırpların ilk yaptığı iş Türkçe Eğitimi yasaklamak olmuştur. Sırplar çok dilli eğitime son vererek Türk çocuklarının Sırpça eğitim görmelerini zorunlu hale getirmiştir. Aynı zorunluluğu Makedon ve Arnavutlara da uygulamışlardır. 
            Bu dönemde Çeltikçi'de de eğitimin Sırpça yapıldığını görüyoruz. Köye Sırp öğretmenler gelmiş. Bazı dönemlerde babasız ve evin tek erkek çocuğu okula alınmamış, Türk çocuklarının okula gelmesi bahanelerle engellenmiştir. 
            1945 yılında Makedon Eğitim sistemi yeniden düzenlenmiştir. Makedoncanın Resmi Dil olmasıyla birlikte, Balkan Savaşından sonra yasaklanan çok dilli (Makedonca, Türkçe, Arnavutça ve Sırp-Hırvatça) Eğitim 1944 yılında yeniden başlamıştır. Bu dönemde yoğun bir okullaşma çalışması başlamıştır. 1945 yılında Çeltikçi'de de okul inşaatı başlamış, zorluklar nedeniyle ancak 1947 yılında açılabilmiştir.

10 Mart 2022 Perşembe

ÇELTİKÇİ (ORİZARİ) KÖYÜ VE ÇELTİK

            

Çeltik tarlasında Çeltikçililer - Menemen
Soldan, Hasan Güler, Alo Yaşar, Niyazi Şirvan,
Veli Dednin Bahrettin, Hüseyin Şirvan (ben),
adını hatırlayamadığın başka köyden biri,
Kolo İbo, Aşşa Küüli Hasan Dervent Dayı.
(1962)

 
Benim de doğum yerim olan Çeltikçi köyü, Makedonya’nın Köprülü (Veles) kasabasına bağlı büyük bir köydür. Türklerin bu bölgeye yerleştikleri ilk zamanlardan 1953 göçüne kadar yüz yıllarca bu köyde sadece Türkler yaşadı. Türkçeden başka bir dil konuşulmadı. Konuşulan Türkçede Anadolu’nun birçok yerinde unutulan öz Türkçe kelimeler kullanılmaya devam ediyordu.  Sadece meraklı olan ve ihtiyaç duyan erkekler Makedonca öğreniyordu. Makedoncayı ve diğer balkan dillerini derdini anlatacak kadar bilenlerin yanında yazı ve konuşma diliyle çok iyi bilenler de vardı.

            180-200 hane olan Çeltikçi’ye 1920’li yıllarda Türkiye’ye ilk göç edenlerin yerine 8-10 hane Hıristiyan gelmiş sadece. Göç edinceye kadar bu az sayıdaki Hıristiyan içimizde barış içinde güvenle yaşadı. 1953 göçünden sonra buraya yerleşen Boşnaklar bu Hıristiyanları köyden kaçırdıkları için, şimdi köyde sadece Novipazarlı (Yenipazar) Boşnaklar yaşıyor. Camimiz ve türbelerimizle burası hala bir Müslüman köyüdür.

4 Mart 2022 Cuma

ÖMER SEYFETTİN KÖPRÜLÜ’DE (VELES)

           


 Köprülülü Makedon yazar Lyupçe Danev Ömer Seyfettin’i anlatıyor.

Bir Makedon yazarın Ömer Seyfettin’i bu kadar tanıyıp benimsemesi bana çok ilginç geldi.

 Danev,  Ömer Seyfettin beş yıl Köprülü’de görev yaptığı için onu kendi değerlerinden biri olarak görüyor. Ömer Seyfettin’in Köprülü’de tuttuğu günlükten, Köprülü’nün o dönem hayatı hakkında kesitler aktarıyor. Onu çok iyi tanıdığı açıkça anlaşılıyor. Onun Devrimciliğini, hikâyeciliğini, Türkçeye katkılarını ve edebi kişiliğini anlatmaya çalışıyor.  Veleslilerin onunla gurur duyması gerektiğini söylüyor. Biz Türklerin Ömer Seyfettin ile gurur duymamız çok normal. Bir Makedon’un gurur duyması ise olağan üstü bir olaydır.

Günümüzde bazı Makedonlar Osmanlı - Türk dönemi için “Kölelik Yılları” tabirini kullanıyor. Günlükte anlatılanlardan bu tabirin çok yanlış olduğu ortaya çıkıyor. Osmanlı – Türk döneminde Makedonların dini inançlarına ve kültürlerine saygılı, onları devletin normal vatandaşı olarak gören bir anlayış ve uygulama görüyoruz. Türkler olmasaydı Makedonların, Bulgar ya da Sırplar tarafından asimile edilmeleri kaçınılmazdı. Bu tarihi bir gerçektir.

1 Mart 2022 Salı

ÇELTİKÇİ’DEN İZMİR’E: AŞAA KÜÜLİ HASAN DAYI

 

Aşşa Küüli Hasan Dayı

Hasan Dayımın (Hasan Dervent) öldüğünü duyduktan sonra iki gün boyunca dilime bir türkü takıldı: “Çekti bizi şu İzmir’in taşi toprai”. Yolda, arabada, derste, evde farkında olmadan bu türküyü mırıldanır oldum. Hem de Hasan Dayının Rumeli şivesi ile...  

“Az yaşa çok yaşa akibet gelcek başa!” der bizim Rumeli’li hemşehriler... Hasan Dayı da Türkiye ortalamasına göre uzunca yaşadı doksanına yaklaşmış yaşıyla... Geçen yüzyıl başlarında Makedonya’nın Köprülü kasabasına bağlı Çeltikçi Köyü’nde başlayan hayatı İzmir’de noktalandı. Çeltikçi köyü eskiden şimdi bulunduğu yerden daha aşağılarda, Topolka deresinin karşı tarafında bir yerde bulunuyormuş. Babamın dayısı olan Hasan Dayı’nın babası Hüseyin Dayı aşağıdaki köyden şimdiki köye en son taşınan kişi olmuş, bu yüzden aşağı köylü lakabı önce ona sonra da Hasan Dayı’ya kalmış, tabi Çeltikçi ağzıyla ‘Aşaa Küüli’ olarak... Aşaa Küüli Hasan’ı bilmeyen Çeltikçili yoktur.

Kendine has bir şahsiyetti; sesi çok güzeldi. Özellikle Rumeli türkülerini kendine has şivesiyle çok güzel okurdu. Onun bulunduğu mecliste türkü okunmaması mümkün değildi. Şakacı, hoş sohbet çevresinde çok sevilen bir insandı. Yavaş yavaş şuurunu kaybeden Hasan Dayı, başkasına fazlaca yük olmadan bu dünyadaki macerasını tamamladı.