8 Eylül 2018 Cumartesi

ÖĞRETMENİM MEMDUHA İÇPINARCIOĞLU

Liseyi bitirdiğimde Memduha Hanımın Karşıyaka'daki evinde- 1967
1955 yılının eylül ayında, o zamanki Yugoslavya'dan serbest göçmen olarak İzmir'e geldik. Göçmen olmak her türlü zorluğu beraberinde getiriyor. Makedonya'nın bir köyünden, yepyeni bir ülkenin büyük bir şehrine gelmişsiniz, ev yok, iş yok... Bölge farklılığından doğan konuşma ve davranış gibi uyuşmazlıklar zorlukları daha da artırıyor.
Çocuk yaşımızda İzmir gibi bir şehre gelmek çok hoşumuza gidiyordu. İlk günlerde hiçbir zorluğun farkında olmadan, yeni yeni oyunlar ve zevkler keşfediyorduk. Benim en büyük zevkim on kuruş bulduğumda manavdan tek tek alarak yediğim muz denilen meyveydi. Şehitler mahallesinde, halk arasında Darağacı denilen mıntıkada oturuyorduk. İzmir suikastından sonra idam sehpaları buraya kurulduğu için halk arasında bu isimle anılıyordu.

5 Eylül 2018 Çarşamba

BELGRAD VE HATIRALAR


Belgrad Kalesi ve Saat Kulesi
2012 yılında Türkiye’de okuyup mühendis olan İsmail’in düğünü için Prizren’e gitmeye karar verdim. İsmail, 2006 yılında Prizren sokaklarında tanıştığım Mehdi Kureyş’in oğlu. O zamandan sonra aramızda tam manası ile bir dostluk ilişkisi gelişti.
Niyetim burada bir müddet kaldıktan sonra Prizren üzerinden Belgrad’a gitmek.  
Burada dört güzel gün geçirdikten sonra Belgrad’a nasıl gideceğimi soruşturuyorum. Dostlarım, her akşam Prizren’den Belgrad’a giden otobüs olduğunu, buna binebileceğimi söylüyorlar.
Biletimi alıp Prizren’den kalkan Belgrad otobüsüne binmek için garaja geldiğimde bir sürprizle karşılaşıyorum. Otobüs şoförü Türkiye pasaportu taşıdığım için buradan Sırbistan’a geçemeyeceğimi, geçsem bile Belgrad’da ve Sırbistan’dan çıkarken güçlük yaşayacağımı söylüyor. Sırp hükümeti Kosova’yı kendi toprağı saymaya devam ettiği için Kosova çıkışına gümrük kapısı kurmamış, pasaporta mühür basacak bir makam yokmuş. Mühür basarsa Kosova’yı tanımış olacağını, bu yüzden gümrük kapısı açmadıkları ifade ediliyor. Buradan giden Kosovalıları da kendi vatandaşı olarak gördüğü için normal kimlikleri ile giriş çıkış yaptırıyormuş. Üsküp’e dönüp oradan Niş üstünden gitmem gerekiyor. Ben de öyle yaparak ertesi gün Üsküp’e dönerek, akşam Belgrad yolunu tutuyorum.