Hep yazları gittiğim memleketime ilk defa ocak ayının sonunda giderek oraların kış ortamını görmek istedim. Buradaki Türkler toprakla uğraştıkları için yaz mevsiminde ancak köy ortamında görmek mümkün oluyor. Pazarın kurulduğu cumartesi (dernek) günü dışında şehirde görünmüyorlar. Okulların kapalı olması da okul hayatını görmemizi engelliyor.
Üsküp’ten sabah onda hareket eden Ustrumca otobüsü Köprülü ve İştip’e uğradıktan sonra on ikiyi çeyrek geçe Radoviş’e vardı. Bu sefer daha önceki gelişlerimin aksine taksicilere aldırmadan garajdan şehir içine doğru yürüdüm. Önce hastane önünde bekleşen Yörük kıyafetli köylüler arasında tanıdık simalar aradım. O kadar çok Türk vardı ki, doğrusu şaşırdım. Şimdiye kadar pazar dışında bu kadar Türk köylüsünü şehirde görmemiştim. Köyde işleri olmadığı için çeşitli araçlarla kasabaya inerek buradaki işlerini görmeye ya da gezinmeye geliyorlar.
Ali Koç köyünden tanıdık bir köylü ile hal hatır sorduktan sonra öğrenci minibüslerinin (kombelerinin) postane (poştane) yakınlarında durduğunu öğrendim. Tam sabahçı öğrencilerin çıkış saati idi. Köylerden gelen öğrenci servisleri öğlenci öğrencileri getirip, sabahçıları köye götürecekler. Postane yanına geldiğimde gördüğüm manzara beni çok mutlu etti. Ali Koç’tan, Kocalı’dan, Kılavuzlu’dan, Buçim’den ve daha birçok Türk köyünden kızlı erkekli çocuklarımızın okul yollarına döküldüklerini gördüm. Bunlar köylerinde dört yıl ilkokul okuduktan sonra ortaokul ve lise eğitimi için kasabaya koşan çocuklarımızdı. Bu çocukları buradaki kardeşlerimizin geleceği için parlayan yıldızlar olarak görüyorum.
Çok yakın bir zamana kadar sadece “dörde kaa” okuyan bu öğrenciler artık ortaokul ve lise eğitimi için bütün imkânlarını zorlamaktalar ve bunların birçoğu ileride üniversite eğitimi için Üsküp’e ve hatta Türkiye’ye koşacaklar. Bu gün bile Türkiye ve Üsküp’te okuyan birçok çocuğumuz var. Bunların içinde yer alan üç kızımızın da bu yıl İstanbul’da üniversite eğitimi görmeye başlamaları benim için ayrı bir gurur kaynağı oldu. Onların okumak için gösterdikleri irade ve azim her türlü takdirin üstündedir. Çok kısıtlı imkânlarla okumaya çalışan bu genç kızlarımızın her türlü yokluğa göğüs germelerini hayranlıkla takip ediyorum. Onların başarısı geriden gelecek olanlara örnek olacak ve onlar bunun farkında olarak başarmak zorunda olduklarını biliyorlar.
Bu çocukların ilkokuldan sonra okumaları yalnız üniversite öğrenimi için değil buradaki Türklerin hayatın her kademesinde rol almaları için de önemli görülüyor. Burada her türlü zanaat erbabının Makedonlardan oluştuğuna şahit oldum. Köyde yapılacak en ufak bir tamirat için bile kasabadan Makedon usta getiriliyor. Türk çocuklarının her türlü mesleğe özellikle ihtiyaç duyulan mesleklere yönlendirilmesi gerekiyor. Değişik meslekler edinecek gençler, hem büyük bir boşluğu dolduracak, hem de zamanla kasabada iş yerleri açarak köyden kente inmiş olacaklar. Bu şekilde kasabadaki Türk nüfusun artması da sağlanacaktır.
Burada Türk çocuklarını motive eden, onları yönlendiren ve yol gösteren Türk öğretmenlerin bulunduğunu biliyorum. Bazıları ile tanıştım bazılarını da öğrencilerin anlatmalarından tanıyorum. Bu çok değerli meslektaşlarıma teşekkür borçluyuz. Onlarla ilişki kurup yardımlaşma yolları aramalıyız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder