1 Mayıs 2024 Çarşamba

TİTO-STALİN AYRILIĞI

 


Yosip Broz Tito, Yugoslavya’da Almanlara karşı başlattığı mücadele yıllarında ve 1944 yılının Kasım ayında ülkeye egemen olduktan sonra, aynı ideolojiyi benimsedikleri Sovyetler Birliği ve Stalin ile hep iyi ilişkiler içinde olmuştur.

Yugoslavya o zaman kendisini, komünist dünyasının bir üyesi ve “Sosyalizmin Anayurdu” olan Sovyetler Birliğinin ayrılmaz bir parçası sayıyordu.

Daha İkinci Dünya Savaşı bitmeden Tito, Yugoslav devriminin liderlerinden Milovan Djilas başkanlığındaki bir heyeti görüşmeler yapmak için Moskova’ya gönderir. Savaş bitiminde Milovan Djilas Stalin ile görüşmek için tekrar Moskova’ya gider. Tito’nun da Moskova ziyaretleri olur.

Bu güzel ilişki 1948 yılında bozulur. Yugoslavya Kominform’dan çıkarılır. Yugoslavya’nın Kominform’dan çıkarılması ilişkilerin tamamen kopmasına neden olur.

27 Nisan 2024 Cumartesi

“OHRİDLİ HASAN” HAKKINDA

 


Ohridli Hasan kitabının yazarı Hasan Erdinç ağabeyim benim “toprağımdır”. İkimiz de aynı topraklarda doğduk ve o topraklarda bir süre yaşadıktan sonra aynı göçmenlik macerasını yaşadık. Bir ortak özelliğimiz de “Memleket” sevgimizdir. İkimiz de doğduğumuz topraklar hakkında kitap yazdık. Ben de 2009 yılında Memleketimizi anlatan “Çıkayım Gideyim Urumeli’ne” isimli bir kitap yayınladım.

Göçten yıllar sonra torunu Deniz’in öğretmeni oldum ve bu güzel insanla, bu güzel aile ile tanıştım. Kader bizi Bursa’da buluşturdu.

Hasan Erdinç ağabeyim büyük emekler vererek çok güzel bir eser ortaya koymuş. Kitabında birçok değişik konuyu kendi penceresinden bakarak anlatmış. Ayrıca çok sayıda şiirine de yer vermiş.

8 Mart 2024 Cuma

KÖPRÜLÜ’DEKİ ÖMER SEYFETTİN


Ömer Seyfettin, Balkan Milletlerinin milliyetçilik ve bağımsızlık mücadelelerinin doruk noktasına çıktığı dönemde yaşadı. (11 Mart 1884- 6 Mart 1920)

Makedon yazar Lyupçe Denev Ömer Seyfettin’in Köprülü’de (Veles) beş yıl görev yaptığını ve burada bir günlük tuttuğunu yazıyor.

Makedonya hudutlarında komutan olarak görev yapması, Ömer Seyfettin’in ruhunda var olan milliyetçilik duygusunun gelişip serpilmesine yol açtı.

Köprülü Makedonya’nın ortasında, o dönemde siyasi olayların merkezinde olan bir şehirdir. Köprülü’de yaşadığı yılların Ömer Seyfettin’in duygu ve düşünce dünyasına  etki ettiği açıktır.

                “Madem ki Türküz, o halde Türk görür, bir Türk gibi düşünür, bir Türk gibi duyarız ve bir Türk gibi düşünür, bir Türk gibi yazarız.”

29 Ocak 2024 Pazartesi

ALTMIŞ YEDİ YIL SONRA KÖYÜMDE BİR GECE

           

Muradin Begoviç ile evindeki atölyesinde

2004 yılından itibaren Makedonya’nın Köprülü (Veles) kasabasına bağlı olan köyüm Çeltikçi’ye hep günü birlik ziyaretler yaptım. Çok sayıda video ve yüzlerce fotoğraf çektim. Bu defa köyümde yatıp bir gece geçirmek istiyorum.

2022 yılının kasım ayında Çeltikçi’de babamın dayısının oğlu Aşaa Küüli Hasan (Hasan Dervent) dayımın göç ederken evini alan Boşnak aileye misafir oldum. Muradin Begoviç ailesi yıllarca memlekete gelerek kendilerine misafir olan Hasan dayıma büyük saygı gösteriyor. Doğrusu ben de Hasan dayımın kredisini kullandım. İnternette ilişki kurduğum Muradin Bey beni tereddütsüz kabul etti. Zaten beni internetteki yazılarımdan tanıdığını söyledi.

Beni Köprülü’den arabasıyla alarak köye getirdi. Hane halkı tarafından çok sıcak karşıladım. Hiç yabancılık çekmedim. Çoğu üniversite mezunu, okumuş yazmış çok güzel insanlar. İslami terimler onların dilinde Türkçeye yakın bir şekilde kullanılıyor. Bunun dışında ev düzeni yemek adetleri ve yaşama biçimi olarak çok ortak noktamız var. Farklı olan sadece dilimiz. Hiç Türkçe bilmiyorlar. Benim Makedoncamla çok güzel anlaştık.

20 Ocak 2024 Cumartesi

TRUDOVAK ASKERLERİ

               

Trudovak Askerler
Solda babam Abbas Şirvan 
sağda Alaeddin Yayıntaş

Balkan savaşından sonra Makedonya’da kalan Türklerin askerlik çağına gelen gençleri ülkeye egemen olan milletlerin ordularında askerlik yapmak zorunda kalmışlardır.

          Yugoslavya Sırp Krallığı döneminde Sırp ordusunda askere alınan Türkler için özel bir uygulama yapılmadı. Diğer vatandaşlarına uyguladıkları askerlik kurallarını Türklere de uyguladılar.

          Tito döneminde de Türkler diğer milletler gibi, eşit vatandaşlar olarak askerliklerini yaptılar.  

Tito Almanların çekilmeye başlaması ile birlikte 29 Kasım 1944 tarihinde egemenliğini ilan etti ve hemen asker toplamaya başladı. Başta, bu askere alma işinde çok yanlışlıklar olsa da kısa sürede düzenli bir ordu oluşturuldu. Askerlik yaşı gelen Türkler göç edinceye kadar bu orduda askerlik yaptılar.