Arif Amca ve yeğenim Necmettin Dervent ile Ohri'de. Yıl 2004. |
2004 yılında memlekete ilk gittiğimizde Ohri’ye de giderek iki gece kaldık. Güzel bir tesadüf Arif İsmail Amcayı karşımıza çıkardı.
Arif Amcayı sabah namazı için
gittiğimiz Tekke Camii’nde tanıdık. Namazdan sonra cemaat kahve ocağının
merdivenlerine yöneldiğinde, biz çıkıp çıkmamakta kararsız kaldık, bir davet
bekledik. Bir gün önce Şeyhin oğlu Erol Bey bize tekkeyi gezdirdiği için
çıkılan yerin yazlık kahve ocağı olduğunu biliyorduk. Beklediğimiz davet ufak
tefek, yaşlıca, sevimli birinden geldi.
“Ade, ne duruysunuz buyurun, buyurun” deyip iki eliyle işaret ederek adeta bizi merdivenlere doğru itti. Kahve ocağındaki sabah sohbetine iki yabancı olarak katıldık. Bizi pek yadırgamadılar, tanımaya çalıştılar. Buralardan göçtüğümüzü öğrenince, bizde, kendilerinden bir parça buldukları için olsa gerek, daha rahat konuşmaya başladıklarını hissettim.